ROLL

ROLL_Sayi26

ROLL Aralık ’98, 26. Sayı

ROLL dergisi malumunuz muhalif tavırlarıyla nam salmış güzide bir müzik dergisi idi…

Kasım 2009 itibari ile yayın hayatına son verdi.

Üzüldüm…

Eski günler geldi aklıma.

Bu güzide müzik dergisi ile ilgili hoş bir anım var.

Benim gibi bir adamın nasıl bir anısı olabilirki ROLL ile? Tabii ki Mac var işin içinde…

Yıl 1998.

O zamanlar OMNIA Reklam Ajansı’nda grafiker olarak çalışıyorum. Yücel Ağabey (Göktürk) ve ROLL ekibi ile de oradan tanışıklığımız var.

ROOL dergisi Taksim’de bir apartmanın en üst katında. Tesadüf bu ya, biz de bir arkadaşımla birlikte Taksim’de bir yerde yemek yiyoruz.

Cep telefonum çaldı. Karşımda Yücel Ağabey. Derginin baskıya gönderilmesi aşamasına geldiklerinde bilgisayarlarının bozulduğunu, bir yanık kokusu geldiğini ve bilgisayarın artık çalışmadığını söyledi. Hemen dergiye gittik. Bilgisayar bir Power Mac 7100/80 idi. Epey kötü durumda. Disket sürücüsü bozulmuş zamanında ve bantla yapıştırılarak tutturulmuş. Yanık kokusu bu bantlardan geliyor. Teferruatını hatırlayamıyorum ama hatırladığım, bilgisayarı söküp sağını solunu temizlediğimiz, sistemi kontrol ettiğimiz, reset attığımız falan… Galiba Mac OS 7 kullanıyorlardı. Dergi de QuarkXPress 3 küsür ile hazırlanıyor. Uzun uğraşlar sonucu bilgisayarı çalışır duruma getirdik. Dergi orada duruyordu. Hemen yedeği alındı. Sonra derginin son düzenlemelerini yapmak üzere işe koyuldular…

Aradan bir kaç gün geçti. Dergiyi elime alıp kurcalarken bir de ne göreyim? Dergide bir ŞENTÜRK, HAYATİ maddesi.

Takip edenler bilir; derginin son sayfaları ansiklopedik maddelerle kısa bilgiler içerir. Yücel Ağabey bir hoşluk yapıp benim adımı da buraya koymuş.

Sağolsun, varolsun…

ROLL_Senturk_Hayati

ROLL Aralık ’98, 26. Sayı, Sayfa 63

Yusuf Taktak

Türkiye’nin en önemli ressamlarından Yusuf Taktak bugün Bilkom’a ziyaretime geldi. Yusuf Taktak bizim Emin‘in dayısı olur. Dolayısı ile benim de dayım sayılır. [Gerçi bana henüz bir resmini hediye etmedi ama olsun. 🙂 Dayım gibi sever, sayarım kendisini.]

Eski Mac’ini [bir şekilde] kaybettiği için yeni bir tane alma niyetinde. Hangisini alacağına karar vermek amacıyla ziyaretime gelmişti ama kafasını daha da karıştırdım sanki.

Yusuf Taktak MacBook 17″, 15″, 13″i ve MacBook Air’i kıyaslarken.

Ve Emin bu durumu fotoğraflamalıyız dedikten bir dakika sonrası…

Eski Mac’i 17″ MacBook Pro idi. Ben 13″ MacBook Pro ve bir Apple Monitör önerdim.
home_hero
Ama aklı 17″de kaldı sanki. 🙂

Ersun Yanal

EY&HS

Eski Milli Takımlar Teknik Direktörü Ersun Yanal da artık bir Mac kullanıcısı.

Dün akşam kendisi ile Mac üzerine uzun uzun sohbet etme fırsatımız oldu.

Ersun Yanal bir doğa aşığı ve fotoğraf çekmek de tutkusu. Fatoğraf ile uğraşınca da yolu dönüp dolaşıp Mac ile kesişmiş doğal olarak. 🙂

Fotoğraf ve Aperture üzerine de konuşmayı planlıyorduk ama Snow Leopard, Safari, iChat, Keynote derken vaktimiz kalmadı. Aperture bir dahaki sefere artık.

EY&HS&AU

En çok iChat’i kurcalarken eğlendik. Adnan ve Ersun Yanal’ın sevgili eşi de bize eşlik etti. Ersun Yanal’ı en çok etkileyen uygulama ise Keynote oldu. İşi gereği çok fazla sunum hazırlıyormuş. Keynote’un güzelliğini ve kolaylığını görünce hem çok etkilendi hem de, “Daha önce neden başka uygulamalarla boşa vakit harcadık ki?” diye hayıflandı. Keynote Remote ise son darbe oldu. 🙂

Kırık Camlar Teorisi

Kırık camlar teorisi, Wilson ve Kelling adında iki Amerikalı teorisyen tarafından 1980’lerin başında ortaya atıldı. Bu teori, Wikipedia’da aşağıdaki örnekle anlatılıyor:

“Bir kaç camı kırık olan bir bina düşünün. Eğer camlar tamir edilmezse, kimi insanlar başka camları da kırmakta bir sakınca görmeyecektir. Bu şekilde devam ettiği görüldüğünde, binaya daha büyük zararlar vereceklerdir. Sonunda bina ve devamında o sokaktaki diğer binalar yaşanmaz hale gelecektir.” Bu teoriye dayanarak, en küçük sorunlara ve kural ihlallerine öncelik vererek çok daha büyük sorunların çözülebileceğini öngören yetkililer, sonraki 20 yılda New York gibi kimi büyük şehirlerde suç oranının sıfıra yakın bir seviyeye inmesini sağladılar.

Kırık Camlar Teorisi, iş yaşamımızda da bir çok büyük soruna çözüm oluşturabilir. “Kırık Camlar, Başarısız İşler” kitabının yazarı Michael Levine, iş dünyasında kırık camları “Güzel bir mağazanın boyası çıkmış duvarı, ya da bir müşteri hizmetleri telefon görüşmesinde yirmi dakika boyunca tekrarlayan bir müzikle bekletildikten sonra hattın kesilmesidir.” diye özetliyor.

Kendi işinizde ya da çalıştığınız şirkette, önemsiz görünen sorunları hızla çözmeniz, benzeri hataların tekrarlanmasını ve bu ufak sorunlardan güç alan daha büyüklerinin oluşmasını önleyecektir.

HŞ Hakkında

Hayati Şentürk 1970 yılında Ankara’da doğdu. 1987 yılında Adapazarı Ali Dilmen Lisesi’nden mezun oldu. 1989 yılında Anadolu Üniversitesi İ.İ.B.F. İktisat bölümüne girdi. 1994 yılında bu bölümü bitirip, Sakarya Üniversitesi S.B.E. İktisat bölümünde yüksek lisans eğitimine başladı. 1997 yılında mezun oldu.

Apple ve Adobe  uzmanı olan Hayati Şentürk Apron Kurcu Ortağıdır.